Yazıyı okumadan önce eğer henüz yapmadıysanız bu yazıya bir kez göz atmanızı öneririm.
 

12:53: Bügün babamı yolcu ettim sabahtan. Hayvanları tekrar besledik. Sabahtan bir makale yazıyordum ama yayımlamaktan vazgeçtim. Sembolik bir dilde meditasyon hakkında bilgiler ve oldukça yakın benzetmeler içeren bir makale idi. Durdum çünkü son aşamalara daha yakın, veya erişmiş olmayı daha doğru buldum böyle bir makale yazabilmek için.

Sabah erkenden çıkmamız gerekiyordu evden babamın erken yola çıkması için ve 5 dakikadan fazla meditasyon yapamadım. Evden çıkarken bir tane yeşil elma yedim. Döndüğümüzde komşumuz tatlı ikram etti. Bir sürü baklava olan tabağı almadım, onlara misafir olarak girdim, bir tane baklava yedim. Babamı yolcu edip ikram ettikleri yaprak sarmaları da yemek için misafirleri oldum. Ve tabii sohbet de ettik. 55 yaşlarındaki komşumuz ve üniversite çağındaki oğlu bazen ikisi bazen de tek tek uzun bir sohbet ettik. 2 saat kadar orada kaldım.

Eve geldiğimde merkezimi iyice kaybetmiş olarak geldim. Daha doğrusu düşünceler ve ego aktive olmuştu. Buzdolabından babamın satın almış olduğu kaşar peynirinden kalanı yedim. 200 gram kadar. Evet, 5. günde zihin iyice aktive olmaya, ve merkezden dışarı spirallenmeye başlamıştım.

Burada madem paylaşıyoruz. Bu aşamayı da paylaşayım ki yolda yaşadığım güçlükleri de görün. Dün akşam çıkarken dingin, sağlıklı ve enerjik olarak ayrıldım evden. Şimdi enerji ve sağlık var ama dinginlik bastırılmış durumda.

Neden peki?

Nedeni bence çok net ve basit. Meditatif hali devam ettirmek için, Ruhsal Kalbe odağı devam ettirmek için emek vermeyi bıraktım. Olan olayların dikkatimin tamamına yakınını çekmesine izin verdim. Bu da dinginliğimde azalma, zihnimdeki aktivite tarafından örtülmeyi getirdi. Olumsuz bir durum yok. Hoş bir sohbet ettik. Güzel dolmalar yedim, az önce de güzel bir peynir yedim..

Ama seçimler ve sonuçları vardır. Eğer meditasyonu devam ettirseydim, şimdi dinginliğim ve huzurum daha da derinleşmiş, fiziksel ihtiyaçlarım azalmış, enerjim daha da yükselmiş olacaktı. Sanıyorum, ve hatta bundan yıllar boyunca aldığım dersler sayesinde oldukça eminim, aydınlanmaya ulaşabilmek için odakta devamlılık, büyük bir kararlılık gerekiyor. Tabii, bu yaşadığım tecrübeler de bende birikiyor ve şu andaki makaleyi yazmama vesile oluyor. Odakta devamlılık hakkında net bir ayrım yapabilmeme götüren dersi almış oluyorum bu sayede. Yani hayatta dalsanız da, edindiğiniz anılar sizde tecrübe olarak birikerek sonraki adımı atmanızda bir referans noktası teşkil ediyorlar.

Ama… Gerçekten sonraki adımı atmak. Bunu istiyor muyuz istemiyor muyuz? Bunu seçecek miyiz seçmeyecek miyiz? İşte herşey burada düğümleniyor.

Odağı devam ettirmeyi seçiyor muyuz? Seçmiyor muyuz? Özgür irade denen şey bu işte. Aydınlanma yolunda, hakikate olan odağımızı devam ettirmeyi her an seçecek miyiz? Herşey buna bağlı. Çünkü Tanrı bize gerçekten istediğimizi veriyor. En derinde istediğimizi veriyor. Veya en derindeki istediğimize odaklanmayıp yüzeydeki birbiriyle çelişkili arzularımıza odaklanırsak da isteklerimiz birbirleriyle çeliştikleri için dileklerimizin bazıları gerçekleşen bazıları gerçekleşmeyen yaşamı veriyor. Ama aslında tüm bu çelişkiye odaklanarak, onu ayakta tutarak ve daha derindeki asıl isteğimize odaklanmayarak bütün bu durumu biz seçmiş, biz istemiş oluyoruz. Yani aslında yine istediğimizi alıyoruz.

Ben ne yapacağım peki? İtiraf ediyorum: Bugün şu andan itibaren son aşamaya kadar bütün gücümle yürüyecek niyeti koyamıyorum. Bir ay devam edip ne olacağını görmek? 4 gün de bunun için yeterliydi. Cennetin en üst aşamalarının yolunun açık olduğunu görmüş oldum. Ama ben daha oraya gitmek için net olarak istekli değilim bu aşamada. Biraz daha çamurda oynamak istiyorum. Ama masumane bir şekilde, etrafıma mümkün olduğunca zarar vermeden. Bu özgürlüğü Tanrı bana veriyor biliyorum. Tanrı bu evreni niye yarattı ki, eğer ruhların her frekans aralığında yaşama hakkı olmayacaksa, sonsuz evren niye? Evet, beni bazı dersler bekliyor sanırım önümüzdeki günlerde. Ama dürüstlük de insana en azından göründüğü gibi olma, olduğu gibi görünme özelliği veriyor. Genelde bu aşamadan sonra bir miktar enerji kaybı yaşamam kaçınılmaz görünüyor. Bunu da iyice irdeleyip belki dersler çıkarırım önümüzdeki günlerde. Hayırlısı olsun. 1:16 19 Temmuz 2015

14:18 Bir şey daha eklemek istiyorum. Verdiğim emekler sonucunda, şu an kendimi daha olgunlaşmış ve iç görü sahibi hissediyorum. Son 5 gün de iyi ki oldu. Şimdi aldığım dersler nedeniyle daha emin adımlarla ilerleyeceğimi de hissediyorum. Dolayısıyla bu bir süreç, ve anlık kararlar bunu şekillendiriyor ama tecrübe de birikerek artıyor. Mesela şu an hangi yolun ne kadar dikenli olacağını belli bir ölçüde sezebiliyorum en azından. Yani diyeceğim, emekler boşa gitmiyor, o yüzden emek vermekten korkmayın. 14:21 19 Temmuz 2015