Yazıyı okumadan önce eğer henüz yapmadıysanız bu yazıya bir kez göz atmanızı öneririm.
 

Blogu İngilizce yazıyordum. Şimdi Türkçe de yazmaya başlayacağım. İngilizce de düşünce sürecimin bir parçası olduğu için bazen İngilizce bazen de Türkçe olacak paylaşımlarım.

Neden önce İngilizce başladım? Sanıyorum kendimi bulma sürecinde epey ama epey haşır neşir oldum İngilizceyle. O derece ki, 25 yıllık süreçte benim önemli bir parçam oldu. Sanıyorum etrafımdaki beni saran ortamsal düşünce sisteminden bir şekilde çıkabilmeme yardımı oluyordu, başka, bambaşka bir bakış açısından hayatı görmeme yardımı oluyordu İngilizcenin. Özellikle İnternet’in ilk yaygınlaşmaya başladığı 2000 li yıllarda ve bundan önceki lise yıllarımda FRP, bilgisayar oyunları, İngilizce romanlar apayrı bir dünyanın kapılarını açıyordu. Aslında bilgisayarla olan ilişkim 1990 lı yıllara kadar uzanır. O zaman ilkokulumuzda Sinclair bilgisayarlar vardı. Babam da eve bir tane ZX Spectrum 48K almıştı. İngilizce de o zamandan beri içime girmeye başlamıştı. Ve bilgisayarın sunduğu kendini özgürce ifade etme ortamı bana bir terapi gibi geliyordu çocukluğumdan itibaren. Tabii okuduğum tüm okullar İngilizce ağırlıklıydı.. ve öğrendiğim bir çok değerli bilgiyi de İngilizce kaynaklardan öğrendim, Google tabii ki Türkiye’de ilk bilinmeye başladığından itibaren kullanmaya başladım, bu üniversite yıllarıma denk geliyordu. Bir insan bir dünya derler, İnternet sayesinde çok değerli ve ufkumu açan bir çok insan tanıma fırsatım oldu, bunlar da İngilizce’nin bir parçam olmasında etkili oldular..

Neyseee… Evet bugünden itibaren Türkçe blog yazıları da yazacağım. Ve Türkçe sayfalar da olacak blogda. Böylece İngilizce ve Türkçe olarak insanlarla kendimi paylaşabilme şansım olacak. Ümit ediyorum ki blogumla daha geniş bir kitleye ulaşabilmiş ve dokunabilmiş olacağım.