Yazıyı okumadan önce eğer henüz yapmadıysanız bu yazıya bir kez göz atmanızı öneririm.
 

Hiç, bitmek bilmeyen bir rüyanın içinde olduğunuzu hissedip uyanmak istediniz mi?

Son yıllarda İnternet üzerinden bazı gazeteleri ve sosyal medyayı epey takip ettim. Bitmek bilmeyen bir düşünce akışı devam ediyor ve de ediyordu. Binbir türlü haber, video, resim, oyun, makale aklına ne gelirse.. İnsanoğlu o kadar çeşitli içerikler üretiyor ki..

Bir süre sonra artık bu içerik akışı sıkmaya başladı. Bitmek bilmeyen bir akış, milyonlarca farklı düşünce, olay, anı ve hayali/fantastik üretimler.

İnsanları oradan oraya ne hareket ettiriyor? Bugün kalkıp da A mesleğini yapmak için işinize veya okulunuza neden gidiyorsunuz? Neden A mesleği de B değil?

Herkesin bir içsel dünyası var. Bunun bir yansımasını da İnternet’ten görebiliyoruz. İnternet’ten dünyanın çok çeşitli yerlerindeki insanların iç dünyalarının yansımalarına şahit olabiliyoruz.

Istırap.. benim derdim insanların ıstırap çekmediği bir dünyaya da ulaşmak.. Ama ıstırap çekmekte özgür oldukları bir dünya da olmalı bu.

Yani insanlar özgür iradeleriyle ıstırap olmayan bir dünya yaratabilsinler istiyorum. Bu seviyeye gelsinler istiyorum.

Öyle bir dünya olsun ki, insanlar güven duygusu içinde yaşayabilsinler, bunu nasıl yapabileceklerini biliyor ve bunu yaşıyor olsunlar.

İnsanların içlerinde zarar görme korkusu olmadığı bir dünya istiyorum..

Bunun için ben ne yapabilirim? Kendi içimdeki tüm korkulardan kurtulup uyanmalıyım.

Artık zihnime akan bu bilgi akışına gözlerimi kapayıp, gözlerimi bütün bunun arkasındaki sevgi enerjisine tamamen çevirmeliyim.

Çünkü artık bu bilgi akışının insanlığın kollektif bir rüyası olduğunu giderek daha çok hissediyorum. Haberler.. facebook paylaşımları. Herkes kendi gerçekliğini paylaşıyor. Ama tüm bunların arkasındaki asıl gerçek ne? Bu dünyada ne olursa olsun benim vicdanen tam olarak rahat olmam ve huzur içinde olmam için benim ne yapmam lazım?

Tüm dünyanın huzur içinde olabilmesi için benim şahsen kendi huzurumu yaratabilmem gerekiyor önce, bunu ben başaramazsam dünya nasl başaracak?

Konsantre olmalıyım. Dikkatim insanlığın bilgi akışına çekilip duruyor. Tekrar geri gelmeli ve içimdeki huzura odaklanmalıyım. Ve bunu devam ettirmeli, sürekli hale getirmeliyim.

Medya bizi adeta hipnotize ediyor, bunun farkında mısınız?

Medyanın yanında içinde yaşadığımız kültür de bir tür hipnoz.. İnsanlar belli bir kalıbın dışında düşünemiyor.. Aynı şeyleri tekrar edip duruyorlar, aynı yaşamlar içinde sanki hapsolmuş gibi bir çoğu.

Aynı tür olaylar birbirini tekrar edip duruyor.

Bağımlılık bu. Bilinçlerimiz, zihinlerimiz bağımlı hale gelmiş çeşitli kalıplara.

İçinde yaşadığımız rüya işte bu.. Bu rüyada gözlerimi kapatmak istiyorum ama aslında ruhumun gözlerini açmak istiyorum bunu yaparken.

Dikkatimi en derinde, sevgi enerjisinde tutmaya çalışıyorum. Rüya görme hali yerini aydınlık haline bırakmalı.

Rüyaya bağımlı olmuşuz, en büyük sınavımın bu bağımlılığı tamamen kırmak ve herşeyi olduğu gibi görmek olduğunu hissediyorum.

Uyanma arzusu bu. Rüyanın rüya olduğunu kısmen görebiliyorum ama henüz gözlerimi tam açamadım.

Istıraptan kesin olarak kurtulmanın tek yolunun uyanmak olduğunu anlayabiliyor musun?